Öğrenme Nesnesi Yaklaşımı


E-öğrenme ortamlarında etkin bir öğrenme etkinliğinin sağlanması için bir e-öğrenme materyali; metin, ses, basit grafiksel sunumlar, video sunumlar, animasyonlar, simülasyonlar, oyunlar, test sistemleri, geri bildirimlerle desteklenmiş etkileşimler gibi bileşenlere sahip olmalıdır (Friesen et al., 2001). E-öğrenme ortamlarında kullanılmak üzere geliştirilen bu eğitsel içeriklerin daha etkili bir biçimde nasıl sunulabilir sorusuna bir öneri olarak öğrenme nesnesi kavramı sunulmuştur. Öğrenme nesneleri, günlük yaşamda kullandığımız kalem, defter gibi fiziksel nesnelere benzemekle birlikte kendine özgü özellikleri ve davranışları bulunan bilgisayar ortamında kullanılan yazılım parçacıklarıdır.


Wiley (2000a)’e göre, öğrenme nesnesi e-öğrenme ortamını desteklemek amacıyla yeniden kullanılabilir, uyarlanabilir, ölçeklenebilir ve üretken potansiyeliyle, sonraki nesil uygulamalara rehberlik edecek bir öğretim teknolojisi olarak tanımlanmaktadır.

Tekrar kullanılabilir, bölünemeyen ancak istenildiğinde iki ya da daha fazlası birleşerek kullanılabilen öğrenme nesneleri en küçük sayısal içerik olarak kabul edilebilir.

Öğrenme nesnelerinin felsefesi ve çıkış noktası hakkında bir şeyler söylemek kolay olsa da, öğrenme nesnelerini tanımlamada ve adlandırmada alan yazında farklılıklar gözlenmektedir. Millar (2002), öğrenme nesnelerinin tanımlanmasındaki bu karmaşayı “üç eğitimciye öğrenme nesnesinin ne olduğunu sorarsanız üç farklı cevap alabilirsiniz” diyerek özetlemiştir. Alan yazında ise öğrenme nesneleri, yazarların ön deneyimlerine ve ifadenin bağlamına göre çok farklı şekillerde tanımlanmıştır. Hatta bu nesneler için öğrenme nesneleri, bilgi nesneleri, öğretimsel nesneler, içerik nesneleri, ortam nesneleri ve bilgi bitleri gibi çok sayıda terim kullanılmıştır (Hamel ve Ryan, 2002).

Öğrenim teknolojileri üzerinde standartlar geliştirmek ve yaygınlaştırmak amaçlarıyla faaliyet gösteren bir organ olan IEEE (Öğrenim Teknolojisi Standartları Komitesi - Learning Technology Standards Committee veya kısaca LTSC)’nin bir alt grubu olan LOM (Learning Object Metadata) öğrenme nesnelerini "Teknoloji destekli öğrenim sırasında kullanılabilen, yeniden kullanılabilen veya referansa edilebilen sayısal veya sayısal olmayan herhangi bir varlık” olarak tanımlamaktadır (Kelly, 2002). Bu tanımın sayısal olmayan ortamları bile kapsayacak kadar çok genel veya çok geniş kapsamlı bir tanım olduğunu düşünen Wiley (2000b), daha basitleştirilmiş bir tanım önermektedir: Willey (2000b)’e göre, "Öğrenim nesnesi, öğrenimi desteklemek için kullanılabilen herhangi bir sayısal kaynaktır.” Bu tanım, web üzerinde terabaytlarca veriyi kapsayacak kadar geniş, ancak kullanışlı olacak kadar da yeterli olan bir tanım gibi görülebilmektedir. Yazılım firmalarınca da hissedilmiş olup, Macromedia ve Medyasoft öğrenme nesnelerini; eğitim ve öğrenim uygulamalarında kullanılan modüler içerik parçalarının her biri olarak tanımlamaktadır.

Sonuç olarak, bu farklı tanımların hepsinde, öğrenme nesnelerinin “öğretimi destekleyen ve tekrar kullanılabilen sayısal bilgi parçaları” olduğu söylenebilir.

[KAYNAK: Atasayar, A. (2008). Kavram Öğretimi Sürecine Yönelik İçerik Geliştirme Aracının Tasarlanması ve Geliştirilmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü: Ankara].